Sistemimizi kurgulamasına kurguladık ama ortada ne bir tek Bitcoin var, ne de defterimizde tek bir kayıt. Bitcoin olsa bile bir değeri yok, karşılığı yok. Para transfer etmek için yapımızı kullanmaya çağıracaklarımızın da bu sisteme güvenmesini gerektirecek bir durum da yok.
Bitcoin nasıl oldu da ilk başta itibar gördü. Ne de olsa dünyada hiçbir şeye karşılık gelmiyordu, ne dolara, ne altına ne de başka bir şeye… Nasıl oldu da kendine az ya da çok bir değer bulabildi? Hem defteri ortaya çıkardığımızda, defterin bağlı olduğu para birimi bitcoinden bir tane bile ortada yoktu. Tıpkı yaradılış hikayesi gibi… Zaten konunun uzmanları buna “Genesis Block” adını veriyorlar.
Algoritma şu şekilde işlemektedir. Para transferi yapmak isteyen kullanıcılar, özel bir program sayesinde sisteme transfer taleplerini iletiyorlar. Ayrıca transfer karşılığında ödemeyi taahhüt ettikleri hizmet bedelini de bildiriyorlar. Bu talep tüm madencilerin bilgisayarlarına düşüyor. Madenciler bu talepleri blok adı verilen bir dosyaya işliyorlar. Daha önceki bölümde anlatılan kontroller yapılıp transfer yapmak isteyenin parasının olduğu tespit ediliyor. Madenciler daha sonra, ödül olarak gömülen Bitcoini almak için bir takım şifreli problemi bilgisayarlarına çözdürmeye çalışıyorlar. Bu problemi çözen madenci, içinde transfer taleplerinin bulunduğu bloku deftere yine şifreli olarak ekliyor. Ancak bu blok, kendinden önceki blok ile ilgili bir bilgi içerdiğinden tıpkı zincirin halkası gibi oluyor. Eğer kendisinden önceki bloktaki bilgi değişirse, bizim blok yani halka da önceki blokla birlikte zincirden ayrılmış oluyor. Bu yapı, anlaşılacağı üzere blok zinciri(Blockchain) olmaktadır. Bu konuya ileride daha detaylı gireriz ama bloku oluşturan madencinin ödül olarak Bitcoin aldığını öğrenmiş olduk.
Yani işin tekrar en başına dönersek, sistemin çalışması için ilk tuşa bastığımızda belki tek bir madenci vardı ve muhtemelen sistemin kurucusunun kendisiydi ya da ekibiydi. Hiç para transferi talebi gelmemesi normaldi, çünkü ortada yeni bir sistem ve değeri oturmamış bir para birimi vardı. İlk blok para transferi talebi olmadan yani sıfır taleple çözüldü ve madencisine 50Bitcoin kazandırdı. Böylece ilk bitcoin piyasa sürülmüş oluyordu. Daha sonra ikinci blokla 50Bitcoin daha, 3. Blokla bir 50 daha… Piyasaya her 10 dakikada bir 50 Bitcoin sürülüyordu ve birilerinin kriptografik hesabında birikiyordu. Bu kişiler muhtemelen ekibin üyeleri ve onların farklı farklı hesaplarıydı. 170.bloku saymazsak ((internette hikayesine ulaşabilirsiniz) binlerce blok transfer talepsiz geçmişti. Artık piyasada hatırı sayılır miktarda Bitcoin var ama para transfer talebi yoktu. Artık piyasada Bitcoinin adının duyulmasıyla, teknolojisinin anlaşılmasıyla ufaktan ufaktan transfer talepleri gelmeye başlamıştı. Bitcoin kendine de değer bulmaya başlamıştı. Başlarda 1 Bitcoinin değeri birkaç sent ancak yapıyordu. Yani 10 dolarlık hizmet yada mal satın almış birisi, satıcıya bu sistem üzerinden 1000Bitcoin transfer ediyordu, satıcı da 1000Bitcoini dolara çevirebiliyordu. Yani parası kaybolsa da göndericinin canını acıtmayacak transferler yapılıyordu. Tıpkı çok eski tarihlerde altına yavaş yavaş değer vermeye başlayan insanlar gibi Bitcoine de yavaş yavaş değer veriliyordu.
Günümüzde Bitcoin artık 4000USD seviyesine ulaşmış, insanlar para transferi için ciddi miktarlar kullanmaya başladı. Aşağıdaki grafikte yıllara göre Bitcoinin değerinin artışını gösteren bir grafik mevcuttur. 2013 sonlarına kadar yatay seyir izleyen Bitcoin, bu tarihten sonra ciddi anlamda tercih edilen para transfer sistemi olmuş, haliyle değeri gün geçtikçe artmıştır. Bu değer artışıyla birlikte sisteme dahil olan madenci sayısı artmış, Bitcoin kazanmak isteyenler sisteme hizmet vermeye başlamıştır.
Aslında Bitcoinin yaygınlaşmasında, Deep Web denilen internetin karanlık bölümünün etkisinin çok olduğu söylenmektedir. Deep Web’in ne olduğu konusunda internetten bilgi edinebilirsiniz ama bildiğim kadarıyla suç sayılan bir çok işin yapıldığı bir internet ağı. Haliyle burada ticaret yapanlar, kimliklerinin gizli kalacağı bir para transfer sistemin olmasına dünden razıydılar. Haliyle Bitcoin sistemine yanaştıkça, sistemin yaygınlaşıp Bitcoinin değer kazanmasını sağlamış oldular.
Sistemin yaygınlaşmasıyla birlikte devletler ve hükümetler yavaş yavaş Bitcoin ile ilgili stratejiler geliştirmeye başladılar. Bazı e-ticaret siteleri bitcoin ile ödeme kabul etmeye başladılar, insanlar bitcoin olarak varlıklarını tutmaya başladılar. Yani bitcoin bildiğimiz diğer para birimleri gibi resmen hayatımızda yer almaya başlamış oldu.
Bitcoini bu kadar anlatmışken, bu sistemin babasına değinmeden geçmek olmaz. İlk olarak Bitcoin sistemini Satoshi Nakamoto isimli birisi tasarladı. Ancak bu ismin takma bir isim olduğu, sistemin babasının gerçek adını kullanamadığına dair yaygın bir kanı vardır. İlk blok 03 Ocak 2009 tarihinde çıkarıldı. Genesis bloğu olarak adlandırılan bu bloku ilk olarak Satoshi Nakamoto kazıdı ve 50 Bitcoinlik ödülü de almış oldu. İlk Bitcoin döviz kuru 1USD=1309,03BTC olacak şekilde 5 Ekim 2009da yayınlandı. Bu kurda esas alınan şey, bitcoin üreten bir bilgisyarın gerekli elektrik maliyetini kullanan bir denklemdi.
1 Yorum